DİĞER
“Popüler tarihî roman furyasından ulusal akıma ait bir roman olan Müfide Ferit Tek’in Pervaneler’ine, ikonoklastik dönemde hüküm sürmüş İrene’nin Selim İleri tarafından yazılan otobiyografik anlatısı Hepsi Alev’den yine ikonoklastik periyotta iki Bizanslı keşişin varoluşsal ve toplumsal sorgulamalarını içeren Bilge Karasu’nun Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’na ve Lale Müldür’ün yarı otobiyografik fantezisi Bizansiyya’ya...”
"Chandler’ın bütün romanı girift olay örgüsü ve kat kat açılan pisliklere ve yozlaşmaya rağmen aslında tek bir fikre, tek bir insan zaafına (ya da tutkusuna) adaması Uzun Veda’yı Balzac’ın ya da Tolstoy’un o büyük romanlarından biri katına çıkarır."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"İrfan Yalçın, yoksulluğun, kimsesizliğin ve sevgisizliğin gölgesinde hayatlarını sürdüren roman kahramanlarıyla “küçük insan”ı, 'köşeye sıkıştırılmış' bireyleri anlatır. Onları anlamak için davranışlarının ardında yatan toplumsal koşullara dikkat çekmek ister."
"Kâğıda basılı dev romanların henüz nesli tükenmiş değil ama kesinlikle yok olma tehlikesi altındalar. Hiç kuşkusuz okur ve bununla birlikte okurun talebi de değişti. Okuma alışkanlıklarımız daha hızlı tüketeceğimiz metinlere yöneldi."
"Umuyor ve diliyorum ki, Kürt gençleri Mehmed Uzun’un yerini çok daha mükemmel edebiyat örnekleriyle doldurur da, Mehmed de kadim nehir Dicle’ye, 1.500 yıllık On Gözlü Köprü’ye, Kırklar Dağı’na, Ben û Sen Vadisi’ne ve Hevsel Bahçeleri’ne bakan ebedi mekânında gözü ardında kalmadan huzur içinde rahat uyur."
"Mehmed Uzun ısrardı. Kendinde, yapıtında bir ısrar. Yazdıklarını, yazacaklarını seviyor ve böylece bizi bir coşkuya boğuyordu. Coşkuluydu Mehmed Uzun. Kürtçe romanın Türkiye’deki önemli isimlerinden biri oldu. Yapıtları gençler için adeta bir tartışma platformuna dönüştü."
"1992 yılının geç bir sonbaharında memlekete gelen Mehmed Uzun, her sohbette bir şeyler anlatmaya başladığında, sürgünlük yılları, gezdiği dünya, Avrupa şehirleri herkesin ilgisini çekiyor, söz Kürtçe roman yazma bahsine gelince dikkatler dağılıyor, önemsiz bir şeyler anlatıyormuşçasına dinleyicilerin de ilgisi azalıyordu: Romanı falan bırak, o gelişmiş dillerde yazan yazarların işi, sen bize Avrupa’yı anlat!"
İlknur Yakupoğlu yöresinin müziğini yaşatmayı kendine sevgi ve sebatla iş edinmiş bir halk müzisyeni. Bunu yaparken geleneksel oturuş kalkışları önemsiyor, kerteriz alıyor. Fakat bir derleme yaparken veya bir şarkı, türkü yazarken içine tavrını, sözünü, hissiyatını katmayı da bir o kadar önemsiyor. “Yeni” bir şey yapmak istediğinde zemininden emin olmayı ve yaptığı şeyin içine sinmesini de…
Yine Düşünce Özgürlüğü Yine Türkiye: 1995'te yayımlanan kitaba bakıldığında o zamanlar çok daha umutlu bir havanın estiği görülebiliyor. Çeyrek yüzyıl sonra bu derlemedeki eleştiriler keşke güncelliklerini kaybetmiş olsalardı...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık